Geçtiğimiz haftasonu akşamı İstanbul gece hayatının yeni cicisini keşfe gittim. Çocukluğumda "gündüz diskosu" kavramını yaratan, bilimum kanalların yılbaşı ve bayram eğlencelerini çekerken stüdyo olarak kullandıkları Discorium'dan bahsediyorum. Daha doğrusu yeni adıyla, "Discorium New Generation". Geçen sene Levent'de ikamet eden Mojito buranın içine taşınmış, böyle güzel, havalı, ışıklı bir yer yapmışlar, paradan cekinmemiş tavana vermişler aynalı topu vermişler lazeri. (Böyle bir magazin sitesi gibi oldu ama toparlıyorum şimdi.)
Diyeceğim şu ki, içerisi kulak memesi mesafesine geldiğinde, müzik tüm gümbürtüsü ile çalıyor ve fakat kimse hareket etmiyorken, bir şarkı çalmaya başladı, bir anda bütün Discorium coştu. İşin en etkili tarafıysa çalan müzikti;"İstanbul vardııı canı sıkılaaaaan, discorium geldiiiii, sıkıntı bittiiii.."!!
Hadi ortamda bu çalınıyor, o bir absürd, herkes sözlere katılıyor, ağız ağıza verip söylüyor. O dakika mesleğimle gurur mu duyayım yoksa halkım karşısında derin düşüncelere mi dalayım bilemedim ama sanırım bundan daha iyi bir "Reklam nabzı tutulması" deneyimi yaşanamazdı. Alamet'i farika'yı tebrik etmemek, metni, şarkıyı bu kadar temiz ve sade sunup böyle kendine yer etmesini sağlayan yazar ekibine bir alkış patlatmamak olmaz.
Buyrunuz videosu da burada inanmayanlara:
Pazartesi, Aralık 11, 2006
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder