Cuma, Aralık 16, 2005

Esinlenme dediğin böyle olsun!


Üstte Polo'nun geçen seneki lansman işi..Altta Nissan'ın "En güzel otomobil" seçildikten sonra çıkan işi.
Her "taklitçilik" bu kadar keyifli olsa.

Pazartesi, Ekim 17, 2005

MARKA nın gidişatı...



Yazık...En azından ben öyle düşünüyorum...Bir zamanlar,mit olarak görülen Atatürk'ü reklamda kullanma cesareti ve yaratıcılığı ile böylesine başarılı bir işe imza atmış MARKA'nın yıllar sonra Atlas Jet'e yaptığı AVIS reklamı ile hem kendine hem de sektöre vurduğu bu balta anlaşılır gibi değil....Sonuçta bu gibi maillerin dönmeye başlaması kurumun kimliğini ne kadar sabit ve güvenilir kılmasını sağlar?..O bir soru işareti...

Pazartesi, Ekim 10, 2005

Çok cesur ve bir o kadar da muhteşem bir çalışma

Perşembe, Eylül 29, 2005

Kafayı metroyla bozdum

Biliyorsunuz bir ara metroda tünellere reklam yerleştirildi..Metro hareket halinde iken akan film görüntüleri şeklinde..Ve biz tüm reklamcılar da "aaa..bu benim de aklıma gelmişti" dedik..Fakat yüksek maliyetler sebebi ile çok fazla reklam veren çıkamıyor o mecraya..
Hani acaba diyorum..Bunu hareketli değil de sabit bir sistemle çözsek..Projeksiyon mantığı ile, büyüteçli bir ışık kaynağı ve önünde yer alan bir dia ile..tünellere girildiğinde duvara dia görüntüsü yansıtılsa..
Olmaz mı acaba?

Salı, Eylül 27, 2005

İstanbul'un orta yeri outdoor mecrası-2

Bir önce bahsettiğim bu mecralardan bir diğeri de İstiklal caddesi girişinde..
Bildiğiniz üzere caddenin meydana bakan kısmında tarihi bir çeşme var. Ancak belediye bir duyuru yapacağı zamanlar bunun üstünü bezle kapatıp duyurusunu yapıyor..(en son bez afişleri yasakladığını açıklamıştı,son durum nedir onu da merak ediyorum bu durumda) Ve bu çeşmelerin olduğu duvar, kah su akıtıyor kah akıtmıyor..Arada bir temizleniyor, sonra tekrar bırakılıyor..Önündeki meydanı dad "kuş alanı" yapacağımızdan betona boğduk, oldu orası "vadim o kadar griydi ki"..
Acaba diyorum..O çeşmenin üstüne enine boydan boya bir pano yerleştirilse idi..Boylu boyunca (enine) tüm istiklal caddesi..Ana reklamveren olarak mesela Garanti Bonus Card ile anlaşılsa..İstiklal caddesindeki bonus noktaları olarak belirtilse..Üstte caddenin görseli, numaralı işaretli dükkanlar, altta dükkan isimleri liste halinde. Sinemalar, restoranlar vs..Alttaki listede yer almak, hem listede hem kroki de yer almak gibi seçenekli pazarlama yöntemi ile,
1-o dümdüz beton yığınına bir renk
2-o noktaya gelen tüm turistlere bir ön bilgi
3-o duvarın çok daha güzel restore edilebilmesi için gereken masraf bedeli
4-artı belediyeye,dükkanlara ve bu durumda neredeyse işe karışan herkese bir gelir
sağlamış olmazmıyız?

ama tıpkı mecra 1'de olduğu gibi..
ben bu öneriyle gitsem..bu sefer de taksim çay bahçesinden çay içer seyrederim gibi geliyor bana...

İstanbul'un orta yeri outdoor mecrası-1

Şu son zamanlarda fena halde kafaya taktığım ancak bir türlü hayata geçiremediğim bir proje var..İşin enteresan tarafı gerçekten verimli ve doğru bir yaklaşım olduğuna inanmama rağmen -ve öyle cevaplar da almasna rağmen- ne acıdır ki "o projeyi alırlar ve hemen bir eşe dosta yaptırırlar" inancı ile bunu sunamıyoruz bile.
Konu şu ki, Üsküdar-Eminönü ortasında bir vinç var, eminim ki gözünüzden kaçmamıştır. Denizin tam ortasında, kız kulesine yarenlik ediyor. Ve denizin ortasındaki bu yapı etrafı demir plakalarla kapatılmış, doğal olarak da kirli ve kötü bir görüntü ortaya koyuyor. Nerkes bu görüntüden rahatsız olduğunu belirtiyor, bizler de katılıyoruz ancak burası mükemmel bir açıkhava alanını da açığa çıkartmış oluyor!
Bu yapının etrafındaki kocaman duvarlara reklam verilse,düşünebiliyormusunuz Üsküdar sahil yolundanHarem sırtlarından, o noktadan geçen tüm deniz araçlarından ve Kız kulesini ziyaret eden insanlar tarafından markanız görülecek.
Hele ki konumuna göre seçilmiş uygun bir marka ve tasarım ile..Gerçekten çok güzel bir alan olduğunu düşünüyorum. En azından "İstanbul Belediyesi Çalışıyor" söylemlerinden bıkmış tüketici için yepyeni bir "renk" olacağını düşünüyorum.
Ancak bunu gerek sunduğum,paylaştığım birkaç kişi, gerek ise içten içe ben de de bu güvensizlik var.. Bu alanının kullanımını belediyelere sunduğum anda karşısına geçip çay içmekten başka bir şeyin elimizden gelmeyeceğine yönelik..

Fena bir durum...

El kremi?

Anlamıyorum neden hala el kremi üreten firmalar veyahut mendil markaları buna yönelik bir iş gerçekleştirmedi. Bilhassa İstanbul'da raylı sistem sayesinde otobüslerle beraber toplu taşımada "tutacak" sayısı ciddi oranlarda..
Neden mesela, farz'ı misal nivea, Taksim-4.Levent hattındaki metro vagonlarındaki tutacaklara çarpıcı bir minik slogan yazıp bu mecrayı kullanmaz?..
Ha keza çıkışlarda test noktaları ile de bu uygulama pekiştirilir. Halen "outdoor" dendiğinde aklımıza "billboard' geliyor. Bunu değiştirmek lazım artık sanki?

DinoDream

Tasarım ve içerik anlamında Türkiye'de çok ciddi hedefleri olan ve bu ciddiyeti ile yoluna devam eden bir site..Son derece başarılı tasarımcılar, illüstratörler, animatörler, çizerler, 3D'ciler (ne demekse bu da) ve yer yer reklamcıların yer aldığı bu siteye üye olunmalı, içeriği izlenmeli, içerik katılmalı...

Size de tanıdık geliyor mu?


Bu hafta içerisinde ajansımıza gelen bir önemli bir müşteri, elinde büyük ve prestijli olarak kabul ettiğimiz ajanslarımızdan birinden tarafına yollanmış senaryo örneğini tutuyordu.
Senaryoyu uzun uzadıya anlatacak değilim ancak sadece dış sesin son cümlesini paylaşmak istiyorum:
"Biz herşeyi düşünmek zorundayız, daha çok çalışmalıyız. Çünkü biz ikinciyiz"

Böyle birşey nasıl olabiliyor anlamak mümkün değil. Bu senaryo ciddi bir ajanstan bir ulusal reklamda kullanılmak üzere sunuluyor. Hadi bir arkadaş bilinçsizce bunu yazdı, bu arkadaşın sanat yönetmeni, başka yazar arkadaşı yada yaratıcı yönetmeni de mi yok..

Eğer biz kendimize bunu yaparsak nasıl ilerleriz, nasıl daha yaratıcı olmak için kendimizi zorlarız. Bu kadar basit olmamalı...

Bu bir nedir?

Açıkçası bu blog olarak adlandırılan "sanal günlük"lere nedendir bilinmez epey bir süre uzak durmaya çalıştım ancak sonunda dayanamayıp bir adet edinmeyi makul gördüm.
Yeterince uzun olmamakla beraber iki basamaklı bir zamandır reklam sektöründe olan, biraz yazar biraz çizer çokça reklamcı ve arada da diğer sektörlere bulaşmış biri olarak tabi ki burada reklam merkezli konulara değinmek genel hedef olacak. Yaşadığım/ız acayip olayları ve bunlarla beraber tasarım/senaryo/proje bazındaki fikirlerimizi ortaya atabileceğimiz, keyifli bir nokta olacak..Yada en azından ben içimi dökeceğim buraya ki ileride "Vallaha bu daha önce aklıma gelmişti..Ahanda şuraya da yazdım bak!" diyebilmek adına

Hoşgeldim :)