Çarşamba, Ağustos 29, 2007

Uykusuz'luk başlıyor...


Leman'da eskiden Perşembe geceleri çizim geceleriydi...
Herkes oturur gece yarısından Cuma sabahına kadar çizerdi. Dergi adını bu gelenekimsi gevşeklikten mi alıyor, bu sabahlama süreci halen devam ediyor mu bilinmez.
Yıllar yılları kovaladı, Leman LMN oldu, oradan Penguen türedi vs vs vs..
Şimdi Türk mizah dünyası yeni bir dergiye hoşgeldin diyor. Dergi yeni evet ancak kalemlerin hepsi bildik isimler.
Penguen çıkışlı bu dergide ben yıllar öncesinin Hıbır topluluğu tadını yakaladım.
O zamad da derginin en delifişekleri ayrılıp Hıbır (ki sonradan HBR Maymun oldu) dergisini çıkartmışlardı. Şimdi de pek çoğumuzun Penguen alma sebebi olan çizerler kendi kanatlarını çinilemiş durumdalar.
Yiğit Özgür, Ersin Karabulut, Umut Sarıkaya(bu üçü üç silahşör gibiler zaten), Vedat Özdemiroğlu(!), Barış Uygur, Oky, Yavuz Öztürk, Memo Tembelçizer(!), Fırat Budacı, Ender Yıldızhan, Engin Günaydın (evet o Engin Günaydın), Uğur Gürsoy ve Yılmaz Aslantürk'ten kurulu çizer kadrosu ile hafif bir Real Madrid tadı veren ekibin 5 Eylül'de çıkaracakları ilk sayılarını merakla beklemekteyim.

Ha gözlerim Selçuk Erdem ve Atilla Atalay'ı aramadı mı?..Aramaz mı!...Ve Bahadır Baruter, lafım sana! Derginin editörlüğünü accık kenara bırakıp bir iki tane daha Ruhaltı çizmezsen vallahi Penguen küresel ısınmaya kurban gidecek)

İyi şanslar arkadaşlar...

1 yorum:

Eren Kumcuoğlu dedi ki...

94-95 arası Leman'ın en parlak yılıydı bence. O zaman daha 11 12 yaşındaydım, önce Leman Kültür'ün pazarlamasında çalışan kuzenim ciltlerini getirmiş, ardından dergiyi takip etmeye başlamıştım. Ahmet Yılmaz ve Kaan Ertem karikatürlerinin, Vedat Ö (soyadını unuttum) yazılarının kalitesi bence tartışılmaz. Beni gerçekten güldüren tek karikatürcüler bunlar oldu.
Zamanla politikaya fazlaca el atmaya başladılar, dergiyi, dolayısıyla tüm mizah dergilerini bıraktım. Zaten yeni yeni karikatüristler türemeye başlamıştı. Ardından Penguen'e baktım sarmadı. En son baktığım Kemik dergisi de çok yavan geldi.
Yiğit Özgür misal, herkes öve öve bitiremiyor ancak ben espri anlayışını çok sığ bulduğumdan bir türlü hoşlanamadım, msn'den gönderilen zipli yüzlerce karikatürün içinden 1 tanesi güzelmiş dedirtmez mi kendine?
Kabahat bende mi acaba? diye düşündüm, sonra anladım ki kabahat 90ların ortasında Leman okumakta, o kalitenin tadına varmaktaymış.

Şimdi ben bu kadar niye uzattım? =) Rahmetli babam anlatırdı Gırgır'ın ne denli efsane olduğunu, şimdiki dergilerin ona aynı tadı vermediğini.. Ben Leman okuduğumda "bunlar da dergi mi, Gırgır'dan arta kalan parçalar..." derdi. Şimdi ne demek istediğini tam olarak anlayabiliyorum sanırım =)