Nasıl başlanır böyle bir yazıya bilemiyorum...
Her şey internet özürlüsü şahsımın "Hem evden hem işten ulaşabileceğim, böyle hoşuma giden şeylerin, yazıların linklerin bir arada durduğu bir yer olsa ya" diye hayıflanmasıyla başladı.
Sonra, kendi gördüklerimi, okuduklarımı Türkçe'ye çevirmeye başladım. Bunun sebebi de tüm zamanların en sevdiğim reklam yazarı ErçinBey sebebiyle idi. Daha doğrusu o tetikledi. Zira ben sanıyordum ki bu sektörde herkes ingilizce biliyordur, ancak gördüm ki kazın ayağı hiç de öyle değil. Ben de, değil ailesinde, sülalesinde reklamcı olmayan, dişiyle tırnağıyla çalışıp hiç yardım görmemiş biri olarak istedim ki yardımcı olayım. Benim hobi alanım zamanla bir nevi çeviri alanı oldu.
İşin tuhaf tarafı ise, bu süre içinde yurt dışından da ciddi okur gelmeye başaması idi.
Bu sebeple site 2 dilde ilerlemeye başladı, deli gibi altını üstüne getiriyor internetin, işe yarar olduğuna inandığım, daha doğrusu "iyi fikir!" olduğuna inandığım reklam bazlı haberleri, fikirleri buradan paylaşıyordum.
Ancak,
Bu 3 yılın sonuna geldiğimizde, yorum bırakma özürlü okurlarıma alışmıştım, gelen tepkilere de. Ama son olaylara alışamıyorum.
Reklam dünyasının, internet camiasının ne kadar riyakar, ne kadar iki yüzlü ve ne kadar "Bana dokunmyan yılanla tavla biel atarım" zihniyetinde olduğu artık gözüme girdi. Sansürler, görmezden gelmeler, isim yapmak adına ortalara düşmeler, ismi ortalara düşmesin diye kuytuya girmeler...
Ne yazık ki geçindirmem gereken bir ailem var, yani işi bırakacak kadar cesur davranamıyorum.
Ama bu, bir şeyler yapmayacağım anlamına gelmez.
İyi fikir! süresiz olarak kapanıyor efendim. Bir süre bu yazı asılı duracak, sonrasında okuyuculara kapanacak. Gerçekten okumak, paylaşmak isteyenlere açık hale gelecek. O da paşa gönlüm isterse.
Sadece yazık demek istiyorum, bu kadar tepkisiz, bu kadar riyakar ve bu kadar tırsak olmak hakikaten mide ister...
Selametle,
OC.